Beni de yazsana Mehmet abi” dedi.
”Bi çay ısmarlarsan olur” dedim.
Bizim caddenin çaycısı Mehmet…
Askere gidecek kısmetse. Zayıf, ince yüzlü, Hürriyet mahallesinden. Lise terk. Şu an için hayattan çok bir beklentisi yok. Tek derdi elinde ki çayları soğutmadan yerine teslim etmek…
Bir elinde cep telefonu eksik olmaz. Hızlı hızlı mesaj yazar sürekli.
“Değişik, farklı olan neyin var Mehmet” dedim.
Güldü utanarak. Mevzu kendiydi ya, heyecanlandı birazda. Eminim kendinde ki farklı yönleri düşledi hızlıca. Bir şeyler bulmalıydı ki kendine dair, yazıya dökülsün, arkadaşlarına gösterirken “bak bu benim” diye bileceği bir hikâyesi olsun. Böyle şeyler olmazdı pek arkadaş çevresinde, kendisinden bahsedilen bir yazı bayağı prim yapardı çay ocağında. İş çıkışı takıldığı internet kafe de bu sefer kendini okuyacaktı. Arkadaşlarına mail atıp cakasını satacaktı belki de.
Ekranlarda ki boyalı karakterlere özenmiş, bize örnek diye sunulan abartılı kişilere imrenen bir gençliğin içinde sade bir çaycıydı oysa Mehmet.
Yaşadığımız çağda sade kalmak gibisi var mıydı? Sıradan olmanın cezbedici yanından habersiz, izlediği magazin haberlerinde ki kişiliksiz kimliklerdeydi gözü, çoğu yaşıtları gibi. Farklı saç sitili, farklı giyim tarzı, ya da faklı konuşma hastalığına bulaşmış bir toplumun içindeki sade güzelliğinin kendisine ne kadar yakıştığının farkında bile değildi. Hem yakışmazdı da zaten ona; uzunca bir faul, jöleyle dikleştirilmiş kirpi saçlar…
Oysa O, Bir kenar mahalle’de oturan Sıdıka teyzenin, yanakları çukur, çenesi sivilceli, mahallenin neşe saçan çaycısı olarak o kadar sade ve güzel ki… Farkında bile değil güzelliklerinin.
Ona deseydim ki, Mehmet ne isterdin hayattan. Eminim üzerine hiç oturmayacak beklentilerle cevaplayacaktı sorumu. Bilinci ve şuuru verilememiş diğer Mehmetlerimiz gibi. Oysa Rabbimizin kendisine verdiği sadeliği ve saflığı koruması kendisi için yapacağı en güzel iyilikti.
Haberi yok bu yazıdan. Birazdan sesleneceğim diyafondan “Mehmet seni yazdım, çayı hazırla”diye.
Kendini yazdığım şekliyle beğenir mi bilmem ama ben içeçeğim çayın derdindeyim şimdi.
Mehmet Deveci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder