Yazarken klavyeyi kucağıma alıp yazmak son dönemde farkında olmadan edindiğim yeni alışkanlığım. Kısa kablonun buna izin vermediğini gördüğümde çok önemli bir detayın eksikliğini hissediyorum. “Ne fark eder ki?” diyorum önce, sonra çok şey fark ettiğinin farkına varmam gecikmiyor önümde uzanıp giden boşlukları görünce.
Klavye kucağımdayken sanki tuşların anlatmaya çalıştığı yazıların içindeymişim gibi, kendimi gerçekten onların arasındaymış gibi hissediyorum. Kenarları uçurum olan ince bir dağ yolunda adımlarım, sonra gelincikler eğildiğimde dizlerimin hemen yanında ve usulca eğilip onun yapraklarının en ince detaylarını görebiliyorum. Rengi artık kırmızıya çalmış bağ yaprakları daha tatlı böyle.
Uzaktan bakarak değil de yan yanaymışız gibi bir şey oluyor klavye kucağımdayken. Onları gerçekten hissediyor ve yaşıyorum. Artık dayanamayıp düşen sigara külleri dolsa da tuşların aralarına.
Mehmet Deveci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder