27 Kasım 2013 Çarşamba

Sevmek ve Özlemek



Kelimelerle yaşamaya alışmış ve her şeyi kelimelerin telaffuzuna bırakmışız. Onlarla sevmiş onlarla üzülmüşüz. Örneğin “seviyorum” yazarak sevdiğimizi, “özlüyorum” yazarak özlediğimizi sanmışız.

Kullandığımız sözcükleri yazarak ve söyleyerek yaşadığımızı, yaşayabileceğimizi sanmışız.
Oysa bu terimler dil ve sözden öte yürekte başlayıp en son olarak zor da olsa dilden dökülen kelamlardır.

Hatta bazen dile dahi ulaşamadan boğazda düğümlenip dışarılara çıkamayan sözlerdir.

İnsan sevildiğini ve özlendiğini duysa bile inanamaması da bundan değil midir?

Söylenen sözü gözlerin içinde, neminde, sesin titremesinde duymayan, görmeyen elbet buna inanamaz.


İşte bu yüzden, sevmek ve özlemek sözcüklerin ifade edebileceği bir şey değil, bir yürek halidir. 

Yürekten söylenen ise söze dahi düşmese, gelir sahibini bulur, vurur, durur..

Mehmet Deveci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder