27 Kasım 2013 Çarşamba

Dünyalıların Nesi oluyoruz?

Gazete de bir yazı okudum:
"Yağan kar yağışı nedeniyle toprak evde göçme oldu"
Biz hâlâ "sabah uyanınca kurbağa olan prenses" hikayeleri dinlerken birilerinin evleri başına göçüyor...

Damları akıyor, altlarına koyduklara plastik leğenlere.
Annelerinden habersiz kar da kaymaya götürüyor bu lehenleri çocuklar; bir ton dayak pahasına.

"Bizim" dediğimiz dünyamızda bizden olan ama hâlâ göremediğimiz dünyalılar var.

Ya da biz mi uzaylıyız dünyalılara.

Kahvaltılarında iki seçenekten birine karar vermekte zorlanan insanlar görüyorum ben;"zeytin mi alsam peynir mi,ya da sen ikisinden de üçer liralık ver" diye elleri nasırlı,paçaları çamurlu "dünyalı"lar...

Sahi biz bu dünyalıların nesi oluyoruz !?

Dünyalarının neresinde yaşıyoruz?

Kocaman gövdelerimize,evlerimize,kapitallerimize sığdıramadığımız bu dünyalılar "Âlem"i küçücük yüreklerine sığdıra biliyor oysa

Vakit geçmeden "kurbağa'ya dönen prenses"hikayelerini bırakmalı,yoksa pinokyo'ya dönecek yüreklerimiz,orta yerlerinden çatlıyacak "dünyamız"sandığımız.

Dertlenmeye ve düşünmeye iki dakika ayırmalı uzun dünya emellerimiz de.

En azından hüzün duymalı

Zira hüznün kazası da olmaz !

Mehmet Deveci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder