23 Eylül 2015 Çarşamba

Bakmayın akan kanlara, Kurban sevmektir
İçimiz de ki Tozlanmış yüreği silmektir
 Kalbimizde ki İsmail’i Rabb uğruna kesmektir
 Rahmana gidilen yolda, en değerli şeyini en yüce varlığa adamaktır
Sevmektir en sevilesi şeyi, bedel ödemektir hem de sevdan uğruna…
"Nereye gidiyorsun" diyen Hacer sesine meyletmemektir. 
On taneden birini vermeyi göze almaktır. 
 Bizi var oluş konumuna yabancılaştırıcı tüm İsmaillerimize
 Rahman’ın keskin kılıcını göstermektir İbrahim’ce…
"Sevmek" fedakârlık değil midir zaten… İçindeki tüm sevdalara "en has" sevdayı tanıtmaktır.
 Bağırmaktır Mina’da.Koşmaktır Safa’da..
 Ve varmaktır Hicr-i İsmail’e, Alın koymaktır, ermektir,
İçimizde ki tüm zincirleri kırmaktır
 Zamanın Nemrutlarına İbrahim’ce bir duruştur, İçimizdeki Putlara ince bir vuruştur, Boyunlara asılan keskin bir baltadır.
 Bir serenattır “Safa” tepesinden tüm sahraya 
“Ey içimizde ki ve dışımızda ki “deger”olmaya çalışan tüm değersiz şeyler: Kendisinden gayrı Sevilmeye layık olmayan “Hüsna Mevlam” dururken, Çekilin önümden tüm Leyla’lar” diye bilmektir.
 Akıtılan kan olmaktır Huda yolunda, Atılan Tekbir olmaktır İsmail boynunda
 Bir elif miktarı uzatmaktır Teşrik tekbirlerini
 Bismillahi ALLAH’u Ekber demektir… Rahman ve Rahim olanın Kahhar sıfatını bellemektir
Şeytana gösterilen mecazi bıçaktır
 Kesilmektir
 Kanamaktır
 Olmaktır
 Akmaktır toprağın bağrına İsmail’ce
 Sevmektir…
Mehmet DEVECİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder